BİLGİ-SEMIH&HASAN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BİLGİ-SEMIH&HASAN


 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap
SAYIN ÜYELERİMİZ. MAFİA II FREE RİDE KONUSUNDAKİ LİNKLER GÜNCELLENMİŞTİR. İYİ EĞLENCELER

 

 ELMA ŞEKERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
bertas
Administratör
bertas


Aktiflik :
ELMA ŞEKERİ Left_bar_bleue10 / 99910 / 999ELMA ŞEKERİ Right_bar_bleue

Mesaj Sayısı : 91
Kayıt tarihi : 07/02/10

ELMA ŞEKERİ Empty
MesajKonu: ELMA ŞEKERİ   ELMA ŞEKERİ EmptyPerş. Şub. 11, 2010 9:40 pm

ELMA ŞEKERİ

Elimde
kocaman bir elma şekeri, kan kırmızı. Dışı şekerden ya içi de öyle olsa
diye mırıldandım kendime. Ulu caminin yanındaki küçük pencereli büfenin
önünde nice şekerler vardı benim olmayan. Bir ân dalmışım var gücümle
dişledim şekerimi. Sonra bir burukluk, bir hayal kırıklığı… O da ne?
Yoksa bu şekerin içi de dışı gibi tatlı değil miymiş, sadece bu
kadarcık mıymış? Hemen mi bitecekmiş tatlı kısmı? Bir elmaya baktım,
bir tatlısına, bir de diş izlerime. “Kandırıldım!” diye bağırdım;
geçtim büfecinin karşısına. “Bana yalancı şeker satmışsın!” dedim.
“Önce heveslendirip sonra hayâllerimi yıktın.”


Bir yandan ağlamayla
karışık bağırıyordum, bir yandan ha şimdi kızdı, ha şimdi kızacak diye
buruşuk simâsına bakıyordum şekerci ihtiyarın. Neden kızmadı
anlayamadım. Galiba ben haklıydım. Öyleyse biraz daha bağırmalıydım.
Bağırdım da. Kısa pantolonumun cebindeki bozuklukları yerlere saçtım.
Adamakıllı bir yaygara çıkardım; “Ya paramı isterim ya da her tarafı
şeker olan elmamı.” Ne yapsam kızmıyordu ihtiyar. Tepinirken göz ucuyla
iki yanımı süzdüm, bana bakıyorlardı. Utandım, yerden kalktım,
toparlandım; ama gözüm hâlâ ihtiyarda.

Kızdıramamıştım ihtiyarı, öcümü alamamıştım. Hiç olmazsa bir
cevap verseydi. Bekliyordum. Kaşlarımın altından tekrar süzdüm
simâsını. Hani gözlerim ateş saçıyordu ya, aklımca yakacaktım
şekerciyi. Gülümsüyordu, eliyle işaret etti, içeri girdim. “Otur
bakalım.” dedi. “Ali’ydi değil mi?”. “Evet, Ali.” dedim. “Ne için bu
kadar üzüldüğünü biliyor musun?” diye sordu. “Bana kazık attın. Dışı
tatlı şekermiş; ama içi bildiğimiz yavan elmaymış.” dedim. Bembeyaz
dişleriyle tekrar gülümsedi. “Ben elli yıldır aldanırım böyle
şekerlere.” dedi. Bir anda hayâlimde elinde elma şekeriyle koskoca
ihtiyar belirince kıkırdamaya başladım. “Nasıl?” dedim ağzımı doldura
doldura. Anlattı:

—İnsan tat aldığı ve sevdiği şeye öyle bir bağlanır ki âdeta
ona yapışır; ama ya kendi ömrü kısadır arkada bırakır, ya lezzetinin
ömrü yetmez biter gider, seni yüz üstü bırakır. Böyle yapışmış bir
kalbi lezzetinden ayırmak için ya yırtmak ya parçalamak gerekir.
Şâhidim evlât, çok acıtıyor. İşte ben elli yıldır bu biten şekerlerin
acısıyla yaşıyorum.

—İyi de bana ne, sen beni kandırdın, şimdi de aklımı
karıştırıyorsun, diye çıkıştım. Bana tezgâhın üzerinde şekere
batırılmayı bekleyen elmaları gösterdi. —Al bir tane, dedi.
En kırmızısını aldım, ısırdım.

—Şimdi tadına iyice bak lezzetini tam almaya çalış diyerek üsteledi.

Gerçekten de dişlediğim elma çok lezzetliydi. Elmanın lezzetiyle kendimden geçerken,

— Şimdi dedi, onu bırak, şu şekerlenmişlerin tadına bak.
Bir tanesini aldım, ısırdım. Şekerin tadı bütün damağımı bir ânda
kapladı. Bu sırada tekrar diğerini gösterdi. Isırdım ama eski lezzeti
kaybolmuştu. Yüzümdeki çizgilerden hissettiklerimi okuyan ihtiyar,

—Dinle Ali dedi, eğer sen şekere talipsen, dünyadaki bütün
elmaların ve diğer güzel meyvelerin lezzetlerini unut. Eğer elmaya
talipsen, bir daha seni çabucak terk edecek lezzetlere fazla değer
verme. Çünkü bunlar bir lokma yedirir, bin tokat vurur adama.

—Ne yani, hiç elma şekeri yemeyecek miyim?

—Yiyeceksin
tabi, hem de ne elma şekerleri. Hayatında elmaya niyet edip nasibine
şeker düşerse mutlu olursun; şekeri niyet edip her şeyi dişlersen ömür
boyu bugünkü gibi ağlamaya mahkûmsun.

Düşündüm, galiba ihtiyar haklıydı. Yerimden zıpladım, yere
saçtığım paralarımı toplayıp, cebime koydum. Bana iyi bir ders olmuştu.
Artık eğlenmek için çizgi filmlere, bilgisayarlara ihtiyaç duymuyordum,
sevinmek için de öyle pahalı hediyelere ihtiyacım yoktu. Çünkü artık
dünyaya bakan gözlüklerim değişmişti. Dünya artık siyah-beyaz değil
benim için, rengârenkti. Şimdi büyüdüm bir sürü elma şekerim var ve
mutluyum, çünkü artık bir tekerlemem var: “Elmasına can feda, şekerine
beş para.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ELMA ŞEKERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BİLGİ-SEMIH&HASAN :: İlk kategoriniz :: MAGAZİN :: DUYGUSAL YAZI VE ŞİİRLER-
Buraya geçin: